Yine bir Karadeniz yazımla karşınızdayım 🙂 Bugün, nerden hatta nerelerden bahsedeceğim? 🙂 Yine Rize sınırları içinde hatta Çamlıhemşin sınırları içindeyiz . Fırtına deresi , Çinçiva , Zilkale ve Şimşir Ormanları ve Palovit Şelalesi .
Yönümüzü Rize’ye çevirdik . Rize’yi geçip Rize’nin Pazar ilçesine geldikten sonra Ayder yol ayrımı geliyor ve sağa Ayder yönüne doğru döndük. Pazar’dan Çamlıhemşin arası 29 km . Çamlıhemşin’ e çıkarken hemen solunuzda gördüğünüz dere ; Fırtına Deresi 🙂 Dere boyunca Çamlıhemşin’e doğru devam ettik 🙂
Fırtına Deresi
Doğu Karadeniz’de yer alan akarsularımızdan birisi olan Fırtına deresi , Kaçkar dağlarının Karadeniz ‘ e bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşmuştur . Rize Ardeşen ‘ in yaklaşık 2 km batısında Karadeniz ‘ e dökülen Fırtına deresi , 57 km uzunluğundadır . Çay bahçeleri içerisinden geçen , üzerindeki kemer köprülerle süslü Fırtına deresi , raftinge elverişli parkurlara sahiptir . Henüz rafting yapmak nasip olmadı ama Zipline yaptım . Peki zipline nedir 🙂 Nasıl yapılır ? Sorularının cevabını verecek olursak ; Zipline , yüksek bir noktadan , alçak bir noktaya bağlanmış çelik halat vasıtası ile emniyet kemeri giyerek ( koşum , harness , ) kendi ağırlığınızla ve yerçekimi yardımıyla kayma aktivitesine denir . Zipline ’ nı Fırtına deresi boyunca bulmanız mümkün. Parkular kısa , eğim öyle çok olmasa da yine o heyecanı yaşamanızı isterim 🙂 Ücretler de öyle çok pahalı değil . Ben gittiğim zaman 15 liraydı .(2018 Yaz)
Siz daha Zipline’ na başlamadan orda duran bir fotoğrafçı fotoğraflarınızı çekmeye başlıyor ve Zipline bitiminde size bir ücret karşılığı arzunuz dahilinde veriyor. Fazlaca fotoğraf içinden siz beğendiğiniz varsa alıyorsunuz. Ben de hatıra biriktirme huyu olduğundan tabi ki bir fotoğrafımı seçip aldım ve Fırtına deresine karşı fotoğrafımı fotoğrafladım 🙂
Öyle büyük bir atraksiyon beklemeyin ama keyif verici. Oraya kadar gitmişken denemek gerek 🙂
Her Karadeniz’e gidişimde gitmeyi asla ihmal etmediğim bir yer Çinçiva Köyü. Evet ismi biraz değişik gibi gözükse de huzur veren bir köy. İnsanları çok sıcak karşılıyor sizi ve ben şivelerine bayılıyorum .Aslında Çinçiva köyün eski ismiymiş, yeni ismi “Şenyuva Köyü”. Bir Karadeniz dizisinin burda çekilmesiyle ismini daha çok duyurdu Çinçiva. Hatta okuma-yazma oranının en yüksek olduğu köylerden biri olması , Çinçiva’ya ayrı bir hava katıyor. Köyün eski kahvelerinden olan Çinçiva kahve şuan turistleri ağırlıyor ve itiraf etmeliyim ki öyle güzel bir muhlama yapıyorlar ki .. Tadını unutamadıklarımdan. Yolunuz oraya düşerse bir çayını içip muhlamasını yemeyi unutmayın. Tabi menüde ki diğer yöresel lezzetleri de tadabilirsiniz, tercih sizin 🙂

Çinçiva Kahve’nin manzarası tam olarak şöyle 🙂 Nasıl güze, nasıl huzurlu …

Çinçiva Köyü
Çinçiva Köyünden yola çıktık , hiç yolumuzdan sapmayınca 6 km sonra yaklaşık 10 dk sonra sağımızda Zilkale’yi göreceğiz. Yolları da öyle bozuk değil asfaltlı güzel yollar ..
Zilkale, Osmanlı dönemindeki adı Zir Kale olup “aşağı kale” anlamına gelmektedir. Kalenin ilk kez Rize kalesi ile eş zamanlı olarak 5 – 6. yüzyıllarda ahşap bir yapıyla inşa edildiği tahmin edilmekte. Taş zeminli mevcut kale 13. yüzyılda yapılmış. Bizans döneminde doğu yönünden gelebilecek tehlikelere karşı bir gözetleme kalesi olarak kullanılmış. Osmanlı döneminde ticari ve askeri açıdan önemli olan doğu yolunun gözetlenmesi ve ticaret kervanlarının konaklaması amacıyla hizmet etmiştir. Kale-i Bala, Ciha Kalesi, Pazar Kız Kalesi ve Rize Kalesinden oluşan dört önemli haberleşme merkezi arasında kilit noktada yer almaktadır.
Zilkale’nin muazzam bir manzarası var . Kale’ye giriş ücretli ve 3TL ücret alınmakta . 18 yaş altı ücretsiz ..
Zilkale’den manzaramız bu şekildeydi. Tam olarak fotoğrafta gördüğünüz kısma çıkmak yasaktı. Hatta dikenli tellerle çevrilmişti. Çünkü aşağısı uçurum. Tabi ki ben oraya çıkmalıydım. Dikenli telleri aşarak hatta pantolonumun bir kısmını dikenli tellerde bırakarak oraya çıktım 🙂 Hafif bir ayaklarda titreme baş dönmesi oldu ilk etapta. Hatta yukarıdan hayranlıkla beni izleyen , alkış tutan insanlar , hatta kenara çok yaklaşma diye bağıran canım kardeşim 🙂 Sırf buraya çıkacağım diye pantolonu uğruna feda etmişim. 🙂 Ama siz söyleyin şimdi değmez mi manzaraya 🙂 Fotoğraf Mayıs ayına ait , daha kar tam erimemiş yaylalarda. Ağustos’ta tekrar Zilkale’ ye gittiğimde buraya çıkışın tamamen kapatmışlardı. Ben yine koşarak aynı noktaya gittiğimde artık buraya çıkmanın oluru olmadığını gördüm. Belki de önlem için en iyisi bu. Gençlik işte, bir de deli cesaret . Heh bir de bende ki bu fotoğraf aşkı 🙂
Zilkale Manzarası
Zilkale’den yola çıkıyoruz ve 27 km sonra Palovit Şelalesi’ndeyiz. Mutlaka yanınızda yedek kıyafet getirin. Altına kadar girmeseniz de esintiden sırılsıklam olabiliyorsunuz . Ama müthiş bir deneyim , keyif almak garanti. Şelalenin orda fotoğraf çekilemiyorsunuz çünkü telefonunuz , fotoğraf makineniz ıslanıyor buharlaşıyor. 🙂 Kaçkar Dağları Milli Parkı içindeki doğal güzelliklerden biri olan Palovit Şelalesi bölgenin en yüksek debiye sahip şelalesidir.15 metre yüksekliğindeki Palovit Şelalesi buz gibi suyu ve doğa güzelliğiyle sizi kendine hayran bırakıyor.
İşte Palovit Şelalesi
Palovit’de kar sularının erimesiyle beraber Nisan ve Mayıs aylarında şelalenin güzelliği ortaya çıkmakta. Yaz döneminde azalan su kaynağının yerine ilkbahar aylarında coşkulu bir şelale görebilirsiniz. Palovit’ya gelmeyi düşünüyorsanız Nisan ve Mayıs ayları en ideal zamanlardır. Şelalenin böyle gürül gürül akmasının sebebi benim Mayıs ayında orda bulunmamdı 🙂
Palovit Şelalesi’ ne üstten bakış 🙂
Palovit Şelalesi’nden yola çıktık ve son durağımız olan Şimşir ormanlarına yönümüzü çevirdik. Yine yolumuzu sapmadan devam edince solumuzda kaldı Şimşir ormanları. Zaten turların uğrak noktası olduğu için kalabalıktan geldiğinizi anlıyorsunuz 🙂
Kaçkarlardaki Şimşir ormanı ağaçlarının çapları 8-32 cm ’ye , boyları ise 8-10 metreye ulaştığı için bu ağaçlar Anıt ağaç özelliği taşıyan Dünyadaki tek Şimşir Ormanları Rize ilinde bulunmaktadır. Kaçkarlarda, yaklaşık 5 bin hektar alanda yer alan Şimşir ormanlarında son yıllarda kurumaya başlandığının gözlenmesi üzerine, Rize Doğa Koruma ve Milli Parklar 12 ‘ inci Bölge Müdürlüğü ‘ ne bağlı Kaçkar Dağları Milli Park Müdürlüğü ekipleri kurumanın nedenlerini bulabilmek için çalışma başlatmış . Kurumanın nedenini bulabilmek için Çat Vadisi ‘ nde oluşturulan Şimşir Gen Ormanı ‘ nda kabuk ve toprak analizleri alınmış ve İtalya’ dan gelen uzmanlar bölgede inceleme yapmış . İlk bulgulara göre Şimşir ağaçlarına , Sibirya’dan gelen ithal kömürlerin nakliyatı sırasında çevreye bulaşan bir mantar hastalığının zarar verdiği belirlenmiş. Bunun üzerine çalışma başlatılmış ve ağaçlar ilaçlanmış . Gittiğimizde ağaçların üzerine ilaçlandığına dair notlar vardı.
Şimşir Ormanları
Büyülenmek elde değil. Dilerim bu ormanın kıymetini bilebiliriz 🙂
Bir Karadeniz günlüğümün daha sonuna geldik 🙂 Bir dahaki yazımda görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın 🙂
Bir yorum bırak